12 Nisan 2009 Pazar

Türkiye travestileri

http://www.fibertravestiler.blogspot.com

travesti travestiler travesti siteleri shemale trv travesti

izmir travestileri bursa travestileri adana travestileri antalya travestileri


İki travesti arkadaş birgün müşteri beklerken karşılaşmışlar. Biri, diğerine sormuş;- ''Ah merhaba canım işler nasıl?''.. Diğeri cevap vermiş;- ''Ah kardeş hiç sorma, işler o kadar yoğun'ki *surmaya bile vakit bulamıyorum

travesti güzeler

travesti güzeller
Cinsiyetini değiştirerek kadın olmayı seçen 25 adayın yarışacağı Miss Amazing Beauty 2008, her yıl Filipinler'in başkenti Malina'da yapılıyor.
Kusursuz görünümleriyle bu kızların daha önce birer erkek olduğunu anlamaya imkan yok. Bikinilerle basının karşısına çıkan transseksüeller bir kadını bile kıskandıracak güzelikteki vücutlarını sergiledi. Filipinler'de transseksüellik çok yaygın. Ancak ülkede cinsiyet değişikliği için bir yasa yok. travestiler bizde varız dediler
travesti sitelerindede böyle kızlarvar hemde olay güzel türk travestileri

istanbul travestileri

www.fibertravestiler.blogspot.com

istanbul travestileri ankara travestileri antalya travestileri

izmir travestileri bursa travestileri adana travestileri

travestilerden kendilerine desdek

ankara travestileri hayatlarını ve özgürlğklerini istiyor ankara travesti ler baskıdan yorulduk bizde insanız herkesgibi bizimde anamız babamız var diyorlar ankara travesti ara kendilerine kesilen cezaların nedenini dahi bilmiyorlar travesti ankara da yaşamak cok zorlaştı biz birticamı edelim diyorlar

bunlara istanbul travestileri de desdek verdi travesti istanbul artık bizim işkence kentimiz biz ülkemizden gitmeye zorluyorlar ama biz burdayız istabul travestileri buradayız travesti istanbul diye sıloganlar attı istanbul travestileri
tesdek veren ler izmir travestileri antalya travestileri bursa travestileri adana travestileri

travesti hakları

Eşcinsel Ve Travesti-Transeksü el Mekanlarına Polis Baskınları İle Onlarca Eşcinsel, Biseksüel, Travesti Ve Transeksüel Kötü Muameleye Ve İşkenceye Uğruyor
LGBTT(Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Travesti, Transeksüel) Bireylerin İnsan Hakları İzleme ve Hukuk Komisyonu olarak, 15 Haziran 2007’de yaptığımız basın açıklamasında, "Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda değişiklik yapılmasına dair kanun"dan dolayı LGBTT bireylere yönelik ihlallerin artmasından endişe ettiğimizi dile getirmiştik.. .
Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda yapılan değişikliklerle, yaşama hakkı, kişi güvenliği ve özgürlüğü hakkı, konut dokunulmazlığı hakkı, özel yaşamın gizliliği hakkı, örgütlenme özgürlüğü hakkı daha fazla ihlal edilecek demiştik...
Basın açıklaması sonrasında 24 saat bile geçmeden, İstanbul’da eşcinsel ve travesti barlara yönelik polis baskısı yaşandı.
16 Haziran 2007’de İstanbul Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü’nden polisler bölgelerindeki eşcinsel ve transeksüellerin ağırlıkla gittikleri iki ayrı mekanı bastı. Hiçbir gerekçe göstermeden, biber gazı ve cop tehdidiyle bardan çıkarılan bireylerden bazıları copla tartaklandı ve kötü muameleye maruz kaldı. Dışarıya zorla çıkardıkları insanların dağılmasını istediklerinde, alkışla tepki veren insanların üzerine yürüdüler ve copla tartakladılar. Daha sonrasında Taksim Caddesinde “travesti ve eşcinsel avına” çıkan polisler cadde boyunca karşılaştıkları travesti ve eşcinsel bireylere saldırdılar.
Kötü Muameleye ve İşkenceye Uğrayan LGBTT Bireyleri Haklarını Aramaya Çağırıyoruz!
Kaos GL, Lambdaistanbul ve Pembe Hayat Dernekleri olarak, 16 Haziran 2007’i akşamı polis tarafından hakarete, şiddete ve kötü muameleye maruz kalan LGBTT bireylere her türlü hukuki desteği vereceğiz. İhlale uğrayan LGBTT bireyler olarak haklarımızı aramadıkça ihlalcilerin bize tavrı sertleşecektir.
Yetkilileri Göreve Çağırıyoruz
TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonunu, Başbakanlık İnsan Hakları Kurulunu, İstanbul Valiliği İnsan Hakları Danışma Kurulunu, İstanbul Savcılığını, LGBTT Bireylerin uğradıkları insan hakları ihlallerini incelemeye, araştırmaya ve izlemeye çağırıyoruz. Bizler insan olmamızdan doğan haklarımızın hiçbir keyfi uygulamayla engellenmesine sessiz kalmayacağız. İnsan hakları alanında çalışan kamu kuruluşları bizlerin yaşadığı ihlalleri görmezden gelmekten artık vazgeçmelidir. umuyorumki ankara travestilerilerde birgün tam haklarını elde edecektir her insan oglugibi

11 Nisan 2009 Cumartesi

travesti derneklendi

Diğer Batman'lı eşcinsellerle internet aracılığıyla tanıştım. Zaten gazetedeki röportajımdan sonra yanıma gelip eşcinsel olduğunu açıklayanlar da oldu.Geçen sene iki tane efemine genç yolda yürürken yanlarına gidip onlarla konuştum. Hala görüşüyoruz. Bir arada olunca acılarımız hafifliyor. Eksik yanlarımızı paylaşarak gideriyoruz.Yalnız olmadığımızı görüyoruz. Çünkü yıllarca sadece kendimizin eşcinsel olduğunu, bizim dışımızda eşcinsellerin olmadığını düşünüyorduk.
Eşcinsel ilişkiler üzerine ne düşünüyorsun?
Herkesin cinsel hayatı kendine göre değişiyor bu soruyu kendi açımdan cevaplayabilirim. Hala insanlar eşcinseller nasıl sevişiyor hanginiz aktif hanginiz pasifsiniz gibi sorular soruyorlar. Ben de bir insan gibi sevişiyorum yani havada sevişmiyorum, uzayda da sevişmiyorum dikenler üstünde de sevişmiyorum farklı olan tek şey partnerimin hemcinsim olması. Ben kendimi aktif veya pasif olarak değerlendirmiyorum Bu bana çok ters. Yatakta erkek rolü kadın rolü diye bir şeyde yok yani bir şeyin bir yere girmesi gerekmiyor. İnsanlara cinsel obje gözüyle bakmıyorum. Karakterli ve kişilikli olması benim için ön planda, zaten düşünce olarak birbirinizi anlayıp saygı gösterebiliyorsanız fiziksel görünüme pek önem vermiyorsunuz.
Eşcinsel örgütlerle iletişimin var mı?
Pembe üçgenle İzmir’deyken tanıştım. Çok tesadüfen olmuştu. Konak’ta bir geyle tanıştım biraz sohbet ettikten sonra İzmir Eşcinsel Pembe Üçgen diye bir gruptan bahsetti. Beni hemen onlarla tanıştırmasını istedim. O dönem eşcinselliğimi kabul etmiyordum. Pembe Üçgen Grubu bana ilaç gibi gelmişti.Çünkü ilk defa o kadar gey ve lezbiyeni bir arada görmüştüm. Yalnız olmadığımı anladım.Grup sayesinde Lambda ve Kaos'tan haberdar oldum. Çok sonra Lambda ve Kaos'a gittim.Batman'da Kaos GL dağıtımcısıyım. ankara travestileri Lambda ile hala iletişimim var. Lambda'nın eşcinsel danışma hattı çıkartmalarını şehrin işlek caddelerinde duvarlara, otobüs duraklarına, yapıştırıyorum. Bu hat Batman'lı gizli ve kendini kabullenmeyen, yanlış ve yalnız olduğunu düşünen eşcinseller için çok önemli.Diğer eşcinsel örgütlerini biliyorum ama iletişimim yok Batman'lı eşcinsel arkadaşlarımın çoğu eşcinsel örgütlerinde haberleri yok. Anlattığımda ise bir kez daha görüyoruz yalnız olmadığımızı. Lambda ve Kaos'un varlığı bizlere müthiş cesaret veriyor. Geçen yaz Devrimci Eşcinsel Hareket kuruldu.Kendimizi DEH'e daha yakın görüyoruz.Türkiye'de eşcinsel ve travestilerörgütler toplumsal cinsiyetçiliği özgürleştirme mücadelesi verirken, DEH hem toplumsal cinsiyetçiliği özgürleştirmek hem de Kürt sorununa demokratik çözümler getirmek için mücadele veriyor. Biz hem etnik hem de cinsel kimliğimizi özgürleştirme mücadelesi veriyoruz

6 Nisan 2009 Pazartesi

mu afazakar kesime travesti başkan


Tüm dünya günlerdir ABD’de ilk kez siyah bir adamın Beyaz Saray koltuğuna oturmasını konuşurken, Amerikalı seçmenler yine tarihte bir ilke imza atarak "travesti" bir siyasi adayı belediye başkanı yaptı. Açıkça travesti olan ve implantasyon yoluyla göğüsleri de bulunan Stu Rasmussen, Oregon Eyaleti’nin muhafazakar sayılan Silverton kentine Belediye Başkanı seçildi.Stu Rsamussen, daha önce de kentin Belediye Başkanı olarak hizmet vermişti, ancak o dönemde açık bir travesti değildi. Rasmussen, şimdi ise bir kadın gibi, etek ve yüksek topuklu ayakkabılar ile dolaşıyor. Rasmussen, Amerikan siyasi tarihine ilk travesti belediye başkanı olarak geçti. Rasmussen, görev başındaki Belediye Başkanı Ken Hector’u 1512 oya karşılık, 1988 oyla geçerek ipi göğüsleyen aday oldu. Kadın sevgilisi var Seçmenler Rasmussen’in görünümüne aldırmadı ve kenti ilgilendiren konulara yaklaşımıma göre tercihte bulundu. Rasmussen, Silverton kentine hizmetten "aşk" derecesinde zevk aldığını belirtiyor. 60 yaşındaki Rasmussen, "Kadın gibi görünen heteroseksüel bir erkeğim" diyor ve 35 yıldır sevgilisi olan Victoria Sage adlı bir kadınla yaşıyor. Rasmussen, halkın bir şok dönemi yaşadığını, ancak kendisini kabul ettiğini söyledi. Silverton’da yapılacak çok işin bulunduğunu belirten Stu Rasmussen, öncelikli politikasının kentin yavaş büyümesi olacağını ifade etti.

Gay Cemil ipekci ve

Modacı Cemil İpekçi`Muhafazakar eşcinselim` diyerek dikkatleri üzerine çekmişti. Ancak muhafazakar eşcinselin sadece Cemil İpekçi olmadığı İnsanca Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Okşan Öztok`un Yeni Aktüel`e yaptığı açıklamalarla ortaya çıktı.
“Emine Şenlikoğlu okuyup eşcinsellikten vazgeçenlerimiz var!”İnsanca Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Okşan Öztok`a göre Türkiye`de “inançlı eşcinsel” sayısı, “özel ibadet alanları ve imam” gerektirecek kadar fazla. Öztok, “Derneğimizi ziyaret etti ve çok yardımcı oldu” dediği İslamcı yazar Emine Şenlikoğlu`na da hayran. Yeni Aktüel`in görüştüğü Şenlikoğlu ise derneğe gittiğini doğruladı: “Birçok eşcinsel ve travesti de kendiliğinden bana ulaştı. Bugüne kadar 22 tanesini eşcinsellikten vazgeçirdim. Şimdi kimi askerde, kiminden torunum var. Ama özel cami ve imam olmaz!”
DİNDAR EŞCİNSELLER SANILDIĞINDAN FAZLATravesti/transseksüel derneği olarak bilinen ve Anayasa Çalıştayı`na da katılan İnsanca Yaşamı Destekleme Derneği`nin başkanı Okşan Öztok`a göre, kendini “dindar” olarak tanımlayan, “ibadetlerini aksatmayan” eşcinsellerin sayısı sanıldığından fazla ve ekranlarda “muhafazakâr eşcinselim” diyen modacı Cemil İpekçi kadar da rahat hareket edemiyorlar: “Türkiye`deki eşcinseller genellikle İslam dinine mensup. Ama ibadetlerini camilerde rahatça yapamıyorlar. Bu yüzden, devletten ihtiyacımıza göre cami ve din adamı istedik.”
Okşan Öztok, yıllar önce fuhuşa tövbe etmiş bir travesti. Geçimini emekli maaşıyla sağlıyor, zamanını ise başkanı olduğu İnsanca Yaşamı Destekleme Derneği`nde geçiriyor. Öte yandan, kendisini “hayli inançlı biri” şeklinde tanımlıyor ve Türkiye`de “inançlı” travesti ve eşcinsel sayısının fazla olduğunu savunuyor: “Bunalım ve sıkıntı yaşayan insanlar Rabb`ine sığınır.
Hayatın acılarını daha katmerli yaşayan bizim de, tek kurtarıcı kapı olarak maneviyata sığınmamızdan daha doğal bir şey yok. Zaten, sığınabileceğimiz sadece Rabb`imiz var. Sadece Ankara`da bile, benim bildiğim 200`den fazla travesti ve transseksüelin yüzde 90`ı dini vecibeleri önemsiyor. Oruca, fitreye, zekâta azami özen gösteriyor.
“İmama sorduk, `fitne çıkarırsınız` dedi”İslam`da, topluluklara veya cinsiyete göre cami ayrımı olmadığını hatırlattığımızdaysa, mecburen bu talepte bulunduklarını anlatıyor Öztok: “Bir travesti camiye gidip saf tuttuğunda sağındaki, solundaki insanlar kendi namazlarının anlamını kaybettiğini düşünmeyeceklerse, bizim açımızdan sorun yok. Derdimiz, cemaat de kendini rahat hissetsin. Çünkü ibadette huşu önemli. Sevaba gireceğiz derken başkalarını günaha sokmamızın anlamı yok.
Hacı Bayram Camisi`nin imamına gidip `Buraya gelebilir miyiz` diye sorduk. `Yahu fitne çıkarırsınız. Gelmemeniz, gelmenizden daha hayırlı` dedi. Erkek görünümündeki arkadaşlarımız tavırlarını gizleyerek camiye gidiyor ama kadın tavırlılar gitmiyor. İlla bir camiye gidip cemaati oradan kaçırmamız mı isteniyor? Cami olması da şart değil.
Mesela eşcinsellerin daha yoğunlaştığı Ankara Çankaya, İzmir Alsancak, İstanbul Beyoğlu, Antalya, Eskişehir, Bursa gibi yerlerde özel mescitler açılsa da yeter.”
Yanlış anlaşılmayı engellemek için de bir parantez açıyor Okşan Öztürk ve “özel imamdan kastımız, bizim gibi olması değil” diyor, “sadece, bizi de insan olarak görebilecek bir imam.
Cenazelerimizi kaldırırken bile binlerce sorun yaşıyoruz. İmam `Bunun namazını kıldırmam` diyor mesela.” Peki ya gelebilecek tepkiler? Böyle bir talebin, devlet tarafında muhatap bulsa bile, büyük bir kesimce hoş karşılanmayacağı aşikâr. “Dans okulu istemiyoruz ki.
Kocatepe Camisi`nde, Hacı Bayram Camisi`nde ne yapılıyorsa, Rabb`ine ve nebisine inanan insanlar olarak biz de aynısını yapmak istiyoruz. Bizi, kurtuluşumuz için Allah`a dua etmekten de mahrum edecek değiller ya” diyor Öztok ve devam ediyor “ama bunu kendi başımıza yapacak gücümüz olmadığından, devletin önayak olmasını istiyoruz.
EL-EZHER`İN FETVASI UYGULANSIN Eşcinseller, inançlarından çok uzak kalmışlar. Günah kavramını bile, polisiye bir suç zannediyorlar. Azıcık yol açtığındaysa, doğruyu buluyorlar. Belki bir mevlit okutacak, belki ebedi hayatını kurtaracak. En azından bunun önü açılmalı. Kendini kadın gibi hissediyor diye, kulluktan da çıkmıyor ya. Bağışlayan Allah tövbeleri kabul eder.
Mısır El Ezher Üniversitesi, travestilerin, İslam`da kadının tabi olduğu hükümlere ve yükümlülüklere mi, yoksa erkeğin tabi olduklarına mı uyacaklarına dair 70`lerde yayınladığı bir fetvada, sağlık heyetinin verdiği `kadın` veya `erkek` raporunun esas alınmasını önermişti.”

travestiye benzemek icin neler yapılıyor

Kadına benzemek için neler yaptınız?
- Üç kez saçlarımı kazıttım, kaşlarım üç kere alındı, vücudumu da üç kez aldırdım. Travestiliğe geçişteki makyaj iki saat sürdü. Kadınların ne çektiğini anlıyorum artık (gülerek).
Oyuncu koçu transeksüeldi
- Filmde gerçek travestiler de rol alıyor...
- Evet, onlarla eski Kemancı'da tam 12 saat beraberdik ve ben kadın kılığındaydım. Çok destek oldular. Kadın egosu, kıskançlık durumundayken bana ''Bizden güzel oldun,'' dediler. Cansu rolündeki Cem Aksakal da biz Kars'a gidip, Kadri'nin o efemine hallerini çektiğimizde, burada saçlarına kaynak yaptırdı, iki ay o kaynakla dolaştı.
- Travestiliğe geçiş bir gecede mi oluyor?
- Kado gibi tipler, İstanbul'a gelip, kendilerini keşfedip, bu yola girmeye karar verdiklerinde bir idol seçip, onu taklit ediyorlar. Kado'nun o eve girişi, onların dünyasıyla tanışmasından sonraki devamlılığı, Cansu'nun yansımasıdır. Transeksüel arkadaşımız Ayfa da bizim oyuncu koçluğumuzu yaptı. Eskiden fark etmezdim, ama artık bir bara gidince kimin eşcinsel olduğunu çok net biçimde algılayabiliyorum, çünkü kendilerini açık ediyorlar.
- Bu rolü kabul ederken hiç tereddüt etmediniz mi?
- Hayır, hiç. Ben bu işin okulunu okumuşum.
- "Cemal de gay'di zaten,'' gibi dedikodularla hayat boyu mücadele edebilirsiniz.
- Onlara güler geçerim, mücadele de etmem. Bana o gibi durumlar nehrin içine atılmış taşlar gibi gelir, sıçrasa yansımaz bile. Bir insan, bir işi yapıyorsa, neden yaptığı düşünülmeli. Sean Penn de Milk (Süt) filmindeki gay rolüyle Oscar kazandı. Ailemin desteği de olmasa, zaten bu kadar cesur olamazdım.

25 yıl sonra travesti hayatı

Neler var bu "Vaay"ın içinde?
- 25 yıldır yaşanan bir gerçek var. Bu 25 yıl, bir jenerasyon demek. Ben de '83 doğumluyum, 26 yaşımdayım. Bu durumun içinde büyüdüm. Bir iki üst kuşağımız, bizim jenerasyona bakıp, "Apolitik, ilgisiz," diyor. Ben de diyorum ki; "Biz ilgisizsek bile, bunun bir sebebi olmalı, bunu niye hiç düşünmüyoruz?" Bu hikâye, bu jenerasyonun ilgisizliğinin bir tarafı. Çünkü benim yaşımdaki arkadaşlarım, ister Batı'da ister Doğu'da yaşasın, bir yerlere gelince hep "Nerelisin? Kimleri okudun, kimi tanıyorsun?" durumuna getiriliyorlar.
- Gençlerin ilgisizliğinin asıl sebebi ne?
- Bu filmde anlatılıyor, 25 yıldır yaşanan ve dile gelmeyen bazı gerçekler var. O ilgisizliğin sebebi budur. Karslı bir kardeşimiz, Doğu'dan kalkıp, Beyoğlu'na geldiği zaman ona hırsız gözüyle bakılıyor. Doğulu bir travestinin ölümünü gördük bu filmde. Kars'ta okuyamadığı için buraya geldi, iç dünyasını bilemeyiz.
- Kadri, Kars'ta kalsaydı, içindeki kadını dışarıya çıkarabilir miydi?
- Orada kalsaydı olamazdı. Belki yine olacaktı, ağabeyinin baskısına karşı nerede, nasıl patlayacağı hiç belli olmaz. Çünkü bu kesinlikle ruhsal bir durum. Afişte de tek gülen karakter o. Köyde bastırıp, boyun eğebilir ama İstanbul'a geldiğinde toplumun baskısı da var. Ben bu karakteri kabul ederken, sadece bir travesti ya da Doğulu bir çocuğun hikâyesi olarak düşünmedim. Bu çocuk Alevi, Ermeni, Arnavut, Boşnak da olabilirdi, bütün etnik kökenlere yayabiliriz. Benim derdim sadece bu kimliksizleştirilmenin sebebi. Arada kalıyoruz. Niye? Bu baskı da ölümü getiriyor.
- Geçenlerde Taksim'de bir travesti evinde bıçaklanarak, Bursa'da da bir diğeri feci şekilde öldürüldü. Bunları duyunca daha çok üzülüyor musunuz artık?

travesti berfin

Berfin, kardelen demekmiş Kürtçe. Bir kez açıp, güneşi görür görmez solan. Yine de âşıkmış güneşe ve onu görmek için açarmış.
Berfin, Mahsun Kırmızıgül'ün yönettiği Güneşi Gördüm filminde, zorunlu göçle Kars'tan İstanbul'a gelen bir ailenin, içindeki kadın ruhunu ortaya çıkartmayı göze alan oğlu Kadri'nin, travesti oluşundan sonra seçtiği isim aynı zamanda. Saflığı gözlerinden okunan, ailesinin ve toplumun şartlarından bihaber, kendini bulma yolunda ölümü bile göze alan bir garip genç Kadri ya da Berfin. Doğu'daki ismiyle Kado. Önyargılara reğmen Berfin'i seviyoruz. ''Kaç Berfin, kaç!'' diye bağırıyoruz ağabeyi töre gereğince onu öldürmek için kovalarken, "Onun da yaşamaya hakkı var bizim kadar," diyoruz. Türkiye'nin 25 yıldır çözülemeyen bir sorunun getirdiği acıların filmi Güneşi Gördüm. Her karakteri kendinden söz ettirmeyi başarıyor. Ama bir dönüşüm öyküsü içinde fiziksel dönüşümü de yaşayarak travesti olan Kadri/Kado/Berfin'i canlandıran genç oyuncu Cemal Toktaş, iki misli cesaret sergilediği için alkışı hak ediyor.