6 Nisan 2009 Pazartesi

25 yıl sonra travesti hayatı

Neler var bu "Vaay"ın içinde?
- 25 yıldır yaşanan bir gerçek var. Bu 25 yıl, bir jenerasyon demek. Ben de '83 doğumluyum, 26 yaşımdayım. Bu durumun içinde büyüdüm. Bir iki üst kuşağımız, bizim jenerasyona bakıp, "Apolitik, ilgisiz," diyor. Ben de diyorum ki; "Biz ilgisizsek bile, bunun bir sebebi olmalı, bunu niye hiç düşünmüyoruz?" Bu hikâye, bu jenerasyonun ilgisizliğinin bir tarafı. Çünkü benim yaşımdaki arkadaşlarım, ister Batı'da ister Doğu'da yaşasın, bir yerlere gelince hep "Nerelisin? Kimleri okudun, kimi tanıyorsun?" durumuna getiriliyorlar.
- Gençlerin ilgisizliğinin asıl sebebi ne?
- Bu filmde anlatılıyor, 25 yıldır yaşanan ve dile gelmeyen bazı gerçekler var. O ilgisizliğin sebebi budur. Karslı bir kardeşimiz, Doğu'dan kalkıp, Beyoğlu'na geldiği zaman ona hırsız gözüyle bakılıyor. Doğulu bir travestinin ölümünü gördük bu filmde. Kars'ta okuyamadığı için buraya geldi, iç dünyasını bilemeyiz.
- Kadri, Kars'ta kalsaydı, içindeki kadını dışarıya çıkarabilir miydi?
- Orada kalsaydı olamazdı. Belki yine olacaktı, ağabeyinin baskısına karşı nerede, nasıl patlayacağı hiç belli olmaz. Çünkü bu kesinlikle ruhsal bir durum. Afişte de tek gülen karakter o. Köyde bastırıp, boyun eğebilir ama İstanbul'a geldiğinde toplumun baskısı da var. Ben bu karakteri kabul ederken, sadece bir travesti ya da Doğulu bir çocuğun hikâyesi olarak düşünmedim. Bu çocuk Alevi, Ermeni, Arnavut, Boşnak da olabilirdi, bütün etnik kökenlere yayabiliriz. Benim derdim sadece bu kimliksizleştirilmenin sebebi. Arada kalıyoruz. Niye? Bu baskı da ölümü getiriyor.
- Geçenlerde Taksim'de bir travesti evinde bıçaklanarak, Bursa'da da bir diğeri feci şekilde öldürüldü. Bunları duyunca daha çok üzülüyor musunuz artık?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder